Verimlilik,
mümkün olan en az girdiyle en fazla çıktının elde edilebilme çabasını ifade
eder. Verimlilik kavramının tarihsel gelişimine baktığımızda üretim odaklı bir
kavram olarak ortaya çıktığını görmekteyiz. Fakat zamanla ekonomilerin yapısı
değişmiş, üretimin sektörünün payı hizmet sektörüne göre gerilerde kalmıştır.
Bu durum ekonomilerin gelişmişliğiyle doğru orantılı bir durumdur. Ülkemizde
ise hizmet sektörünün gelişimi gelişmiş ekonomilerdeki şekilde olmamış, bu
ekonomilerin etkisiyle gelişim göstermiştir.
Hizmet sektörü
nedir diye bir soru sorduğumuzda alacağımız yanıtları şu şekilde sıralamak
mümkündür. Hizmet sektörü; satışa sunulan faaliyetler, fayda veya tatminlerdir.
Başka bir tanıma göre hizmet sektörü; ekonomide, elle tutulur maddi ürünler
dışında her türlü yararlı çalışma ve etkinliğin üretildiği sektördür
şeklindedir. Verilen tanımlamalar incelendiğinde karşımıza hizmet sektörüne
ilişkin şu temel özelliklerin varlığını görüyoruz:
·
Soyutluk: Sahip olunan ürünlerden daha çok deneyimler.
·
Üretim ve
tüketimin ayrıştırılamazlığı: Hizmetler eş zamanlı üretilir ve tüketilirler.
·
Heterojenlik:Hizmetin kalitesi hizmet verenler, müşteriler ve zaman bakımından
farklılık.
·
Dayanıksızlık: Hizmetler nesnelerden çok deneyimler olduğundan saklanamazlar.
Hizmet
sektöründeki hizmet türlerinin müşteriyle etkileşim yoğunluğu ve verilen hizmet
türlerinin değişkenlik sayısı bakımından sınıflandırılması mümkündür. Müşteri
bütünleşik hizmetler (kitlesel hizmetler), müşteriye etkileşim yoğunluğu yüksek
fakat hizmet türü bakımından değişkenlik sayısı düşük olan hizmet türleridir.
Bunlara örnek olarak self servis veya çağrı merkezlerini verebiliriz. Bilgi
tabanlı hizmetler (profesyonel hizmetler), hem müşteriye etkileşim yoğunluğu
yüksek hem de hizmet türü bakımından değişkenlik sayısı yüksek olan hizmet
türleridir. Bunlara örnek olarak danışmanlık hizmetlerini veya pazar
araştırmalarını verebiliriz. Temel hizmetler (hizmet fabrikası), hem müşteriye
etkileşim yoğunluğu düşük hem de hizmet türü bakımından değişkenlik sayısı
düşük olan hizmet türleridir. Bunlara örnek olarak otomatik araba yıkama veya
araç muayenesini örnek verebiliriz. Son olarak değişken hizmetler (hizmet
atölyesi), müşteriye etkileşim yoğunluğu düşük fakat hizmet türü bakımından
değişkenlik sayısı yüksek olan hizmet türleridir. Bunlara örnek olarak sigorta
veya bilgi teknolojileri dış kaynak kullanımını örnek verebiliriz.
Şekil 1. Hizmet
türlerinin etkileşim yoğunluğu ve değişkenlik sayısına göre sınıflandırılması
Hizmet
sektöründe verimlilik dediğimiz zaman üretim sektöründeki miktar odaklı
verimlilik tanımının ve anlayışının yetersiz kaldığı görülür. Bu nedenle hizmet
sektöründe verimlilik dediğimizde şu noktalar öne çıkmaktadır:
· Kalite
ve miktarda daha iyi sonuçlar elde etme,
· Yalnızca
harcamaları azaltmaya odaklanmama,
· Yerine
getirilen faaliyetlerin değil, hizmet alanlar için başarılan sonuçların önemli
olması,
· Hizmet
sektöründe verimliliği ölçmedeki en önemli faktörün miktar değil kalitenin
olmasıdır.
Şekil 2. Hizmet
verimliliğinin boyutları
Hizmet
verimliliğinin miktar yönüne baktığımızda üretim sektöründe olduğu gibi
malzeme, işgücü ve sermayenin girdileri oluşturmaktadır. Hizmet sektörü
personel yoğunluklu olduğundan çalışan sayısını azaltmak amacıyla teknolojiye
(ATM’lerin kullanımı, satış personeli yerine internet üzerinden satış
yapılması) yapılan yatırımların yüksek miktarlarda olduğu görülmektedir. Hizmet
açısından çıktıya baktığımızda, sunulan hizmet bir veya birkaç standart
bileşenden oluşuyorsa çıktı miktarını
ölçmek kolay olmaktadır. Sunulan hizmet müşteriye özgü niteliklere sahipse bu
durumda çıktı miktarını tanımlamak zor hale gelmektedir. Bunun yanında
müşterinin bakış açısından çıktının hacminin algılanması zor olmaktadır. Çünkü
müşteri tek bir hizmet (saç kestirme veya tur paketi) almaktadır. Bu nedenle
müşteri miktar yerine hizmet kalitesine önem verme eğilimine girmektedir.
Hizmet
verimliliğinin kalite boyutunda ise miktar boyutunda olduğu gibi çıktı ve
girdiler açısından bir inceleme yapmak gerekir. Hizmet kalitesinde çıktı
müşterinin asıl ödeme yaptığı şeydir ve genellikle soyuttur bu yüzden de
sayısallaştırmak güçtür. Hizmet kalitesi müşteri tarafından algılanan kalite
olarak tanımlanır ve müşterinin bireysel değerlendirilmesinin içerir. Bu
nedenle verilen hizmetin alan kişiler tarafından algılanışı farklıdır ve
beklenen ile deneyimlenen kalite arasında fark vardır. Hizmet alınırken
bulunulan fiziksel çevre (bina, ofislerin iç tasarımı) hizmetten alınan tatmini
etkiler. Bunun yanında hizmet veren kişilerin nasıl giyindikleri, davrandıkları
ve hizmet sundukları da çok önemlidir.
Girdi boyutuna
bakıldığında ise hizmet sektörünün
personel yoğunluklu olmasından dolayı verilen hizmet personelin performansına
büyük ölçüde bağlıdır. Bu nedenle personel kalitesi önemli bir rol
oynamaktadır. Personelin kalitesini artırmak amacıyla motivasyon, eğitim,
kariyer planlama,..vb. çalışmalar gerçekleştirilebilmektedir. Bir diğer önemli
girdi ise hizmet kültürüdür. Hizmet sunum sürecine müşterilerin dahil edilmesi
algılanan hizmet kültürünün oluşmasını sağlar. Bunun yanında yaratılan imaj da
verilen hizmet üzerinde subjektif bir algının yaratılmasında etkili olur.
Hizmet sektöründe verimlilik artışları büyük oranda gelişen teknolji ve
otomasyona bağlıdır. Müşteriler bir kişiyle etkileşimde bulunmak yerine bir
makine ya da bilgisayar aracılığıyla işlem yapmaktadır. Hizmet sektöründe bu
tür teknolojilerin kullanılma sebepleri; maliyet azaltma, hizmetlerde
standartlaşmanın sağlanabilmesi, hizmet sürekliliğinin artırılması ve personel
ve hizmet alanlar arasındaki ilişkinin olumlu yönde etkilenmesinin
sağlanmasıdır.
verimlilik, hizmet sektörü, hizmet sektöründe verimlilik
verimlilik, hizmet sektörü, hizmet sektöründe verimlilik
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder